Hesabınız Varmı?

29 Nisan 2010 Perşembe

BU TOPRAKLARDAKİ CEVHER..

Orta Anadolu’nun bu bahtsız toprakları turistler için pek bir şey ifade etmeyebilir.
Alabildiğine uzanan bir ovada birbirinden uzakta toparlanmış şehirler Konya, Aksaray, Nevşehir, Koçhisar…
Su yok, ağaç yok, yeşil yok, göz alabildiğine bozkır…
Ama bu topraklar öyle değerler barındırıyorlar ki hayran kalmamak ne mümkün…
Hemen yanıbaşımızdaki Hacıbektaş Dergâhından şu güzel hikâyeye bakar mısınız:
**
Adamın biri haram yoldan kazandığı parayla bir inek satın alır. Bir süre sonra yaptığından pişman olur, elindeki ineğin üzerine yüklediği vebali azaltmak için düşer Hacıbektaş Dergâhının yollarına…
Tabii o yıllarda Hacıbektaş sadece bir tekke değil, fakir fukaranın müracaat makamı, ihlaslı veya sahtekar yüzlerce kişinin karnını doyurduğu bir kapı. Ama öyle bir kapı ki kimsenin kafasının içindekine bakılmıyor, yemek isteyen sofraya buyur ediliyor, bereketten herkes nasibini alıyor.
Adam, ineği Dergâha götürmüş, bağışlamak istediğini söylemiş. Hayhay bırakın kabulümüzdür, demişler. Ama, demiş adam, haram parayla alınmış inektir bunu da bilin. Kızmışlar dergâhtakiler, helal değil, diyerek hediyeyi geri çevirmişler.
Bunun üzerine adam üşenmemiş tutmuş Mevlânâ Dergâhının yolunu. İneğin hikayesini anlatmış, bağışlamak istediğini söylemiş, Hayhay kabulümüzdür, demişler.
**
Adam, daha önce Hacı Bektaş Veli'nin bu ineği kabul etmediğini ama Mevlânâ’nın kabul ettiğini söylemiş. Mevlânâ cevap vermiş: Evladım, biz bir karga isek Haci Bektaş bir şahindir, öyle her leşe konmaz. O yüzden biz senin hediyeni kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.
Adam bu cevap üzerine tutmuş Hacı Bektaş Veli Dergâhının yolunu, girmiş dergâhtan içeri, anlatmış başından geçenleri. Hacı Bektaş’ın verdiği cevaba bakar mısınız: Biz bir damlayız, Mevlânâ ise deniz. Bir damla bizim gönlümüzü kirletebilir ama onun engin gönlünü kirletmez. Onun için senin hediyeni Mevlânâ kabul etmiştir ama biz edemeyiz.
**
Birbirlerini yermeyen, kırmayan…
Dostlarının sözlerini iyiye yoran, onları yücelten hoşgörülü büyüklere o kadar çok ihtiyacımız var ki…
Siyasetin haline bir bakıverin, devletin tepesindeki didişmeye bakıverin anlarsınız ne dediği mi..
Selçuk PEKER

Hiç yorum yok: