Hesabınız Varmı?

29 Nisan 2010 Perşembe

TÜRKLÜK-TÜRKİYELİLİK ÜZERİNE

Bugün itibarıyla dünyanın en güzel coğrafyasında oturmanın getirdiği sıkıntılarla boğuşuyoruz.
Buna bir de dünyaya nizam verme ve yönetme duyguları eklendiğinde sıkıntılarımız daha da büyüyor.
“Dünyanın gözü üzerimizde” dememiz yanlış olur. Dünya; emelleri, kötü niyetleri, ajanları ve içimizden satın aldıkları ile üzerimize çökmüş vaziyette.
**
Milletleri ayakta tutan en önemli unsurlar kültürleri ve kutsallarıdır.
Kültürümüzün durumu ortada.
Bugün bütün kutsallarımızın alçakça saldırılara uğradığı bir süreçten geçmekteyiz.
Bizi bir arada tutan en yüce değerlerden olan Türklüğümüz, layık olmayan ağızlarda can çekişmekte.
Bu hassas coğrafyadaki yegane varlık sebebimiz olan ordumuz, hem emperyalist hem sözde dindar (!) çevreler tarafından yıpratılma yarışı içerisinde.
Halkımızın en güvendiği kurumların başında gelen ordumuzun yıpratılması için dünya görüşleri zıt kesimlerin yaptığı yarış, içimizi kanatmakta.
Rızkı peşinde koşan sıradan bir Müslüman bile Amerikancı gazetelerle İslamcı (!) gazetelerin ordu düşmanlığında birleşmesinde bir gariplik olduğunun farkında.
**
Atatürk, Lozan Anlaşmasında sadece Hristiyan, Yahudi, Rum ve Ermenileri azınlık statüsüne aldırıp ülkedeki Müslüman kimlikleri Türk vatandaşı kabul ettirmesine rağmen dindar geçinen bazı çevreler tarafından ırkçılıkla suçlanmakta.
Hiç kimseyi dışarıda bırakmadan, “Türkiye cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” demesine rağmen faşist damgası yemekte.
Ve birileri ağızlarını her açtıklarında Türkiye’de 36 çeşit etnik grubun yaşadığını söyleyerek emperyalizmin bölücü emellerine bir şekilde hizmet etmekte, Atatürk’le ters düşmekte.
**
Merak etmemek mümkün değil, acaba bu şekilde düşünenler hiç Diyarbakırlı Ziya Gökalp’i okudular mı? Hiç Atatürk’e kulak verip onu anlama gayreti içine girdiler mi?
Ziya Gökalp’in, Atatürk’ün beyin damarlarını çatlatırcasına kafa yorup kanaate ulaştıkları konularda yarım saat kafa yordular mı?
Hiç sanmıyorum…
Eğer bunu yapsalardı memleketi ve milleti bu tehlikeli sularda yüzdürmezlerdi.
**
Ziya Gökalp diyor ki:
“Millet; dil, din, ahlâk ve estetik bakımdan ortak olan, yani eğitimi almış olan bireylerden oluşan bir topluluktur.”
“Türk milletindenim, İslam ümmetindenim, Batı medeniyetindenim.”
Atatürk diyor ki:
“Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı, hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır.”
“Türk milletinin düzenini bozmaya yönelen didinmeler boğulmaya mahkumdur. Türk milleti kendinin ve memleketinin yüksek menfaatleri aleyhine çalışmak isteyen bozguncu, alçak, vatansız ve milliyetsiz beyinsizlerin saçmalamalarındaki gizli ve kirli emelleri anlamayacak ve onlara hoşgörü gösterecek bir topluluk değildir.”
“Doğudan şimdi doğacak olan güneşe bakınız. Bugün günün ağardığını nasıl görüyorsam, uzaktan bütün Doğu milletlerinin uyanışlarını da öyle görüyorum. Bağımsızlıklarına kavuşacak olan çok kardeş millet var. Sömürgecilik ve emperyalizm yer yüzünden yok olacak ve yerlerini milletler arasında hiç bir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı alacaktır.”
**
Bu adamları ırkçılıkla suçlamak, en hafif tabiriyle vicdansızlık olmuyor mu?

Selçuk PEKER

Hiç yorum yok: